Duygusal Yeme Bozukluğu için Umut Vaat Eden Bir Araştırma
Dr. Mustafa ÜYE
Duygusal yeme bozukluğu, pek çok obezite sorunu yaşayan hastanın en büyük problemlerinden biridir. Online bir destek sistemi ile bu sorunun daha kötüye gitmesi engellenebilir mi, bu konuda yapılan bir umut vaat eden bir araştırmayı paylaşmak istiyorum. Duygusal yeme sorunu olan kişilerin en büyük sıkıntısı kilo alımını engelleme konusundadır.
Duygusal Yeme Kısır Döngüsünü Kırmak: Bilimden Yeni Yaklaşım!
Günümüzün hızlı temposunda, stres ve olumsuz duygularla başa çıkmak için yiyeceklere sarılmak pek çoğumuzun deneyimlediği bir durum. "Duygusal yeme" olarak adlandırılan bu alışkanlık, fiziksel açlık olmamasına rağmen yemek yeme isteğiyle karakterize edilir ve zamanla istenmeyen kilo alımına yol açabilir. Ancak yeni bir pilot çalışma, bu kısır döngüyü kırmanın ve kiloyu stabilize etmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde yetişkin nüfusun yaklaşık %42'sinin fazla kilolu veya obezite ile mücadele ettiği düşünüldüğünde, bu bulgular sağlıklı bir geleceğe dair umut veriyor.
İştah Farkındalığı ve Yaşam Tarzı Değişikliğinin Gücü
Bu çığır açan araştırma, "SATISFY" adı verilen 12 haftalık online bir müdahale programının uygulanabilirliğini ve kabul edilebilirliğini inceledi. Program, "İştah Farkındalık Eğitimi" ve Diyabet Önleme Programı'ndan alınan yaşam tarzı eğitimi unsurlarını bir araya getiriyor.
Çalışmaya, obezitesi olan ve duygusal yeme alışkanlığı bildiren yetişkinler dahil edildi. Katılımcılar, haftalık 60-90 dakikalık sanal grup oturumlarına katıldılar ve dijital bir sağlık platformu aracılığıyla kilo ve yeme davranışı eğilimleri hakkında geri bildirim aldılar.
Başlangıçta 31 katılımcının yer aldığı çalışmada, katılımcıların ortalama yaşı 47 ve Beden Kitle İndeksi (BMI) ise 36.6 (ikinci dereceden obezite) idi.
Beklentilerin Ötesinde Sonuçlar: Kilo Koruma ve Duygusal Farkındalıkta Artış
Çalışmanın sonuçları oldukça umut vericiydi. Katılımcılar seansların yaklaşık %50'sine katılım gösterdi ve 6 ay sonra katılımcıların %77'si programda kalmaya devam etti, bu da programın kabul edilebilirliğini ve katılımcı bağlılığını gösteriyor.
En önemlisi, programa katılanların 2 aylık takipte kilolarını korudukları gözlemlendi. Dahası, duygusal yeme alt ölçeklerinde, kontrolsüz yeme alışkanlıklarında düşüşler ve içsel algılamada (vücut sinyallerini fark etme yeteneği) iyileşmeler görüldü.
Bu, katılımcıların açlık ve tokluk sinyallerini daha iyi anlamaya başladığını ve duygusal yeme dürtülerine karşı daha bilinçli davrandığını gösteriyor. Katılımcılar ayrıca müdahalenin orta ila orta derecede yüksek düzeyde kabul edilebilir olduğunu bildirdiler.
Neden Kilo Kaybı Yerine Kilo Korumaya Odaklanmalı?
Geleneksel olarak, obezite tedavisinde ana hedef kilo kaybı olmuştur. Ancak uzun vadeli kilo kaybının zorlu olduğu ve çoğu zaman geri kazanımlarla sonuçlandığı biliniyor. Bu çalışma, kilo alımını önlemenin ve mevcut kiloyu korumanın da kardiyometabolik risk faktörlerini azaltmada önemli bir adım olabileceğini vurguluyor. Örneğin, yapılan araştırmalar, %10'luk bir kilo artışının sistolik ve diyastolik kan basıncını önemli ölçüde artırdığını göstermiştir.
Bu nedenle, SATISFY gibi programlar, duygusal yeme alışkanlığı olan yetişkinler için kilo alımını önlemede ve genel sağlıklarını iyileştirmede önemli bir potansiyele sahip.
Geleceğe Yönelik Umut Veren Bir Adım
Bu pilot çalışma, SATISFY programının duygusal yeme alışkanlığı olan yetişkinlerde kilo korumasına yardımcı olma potansiyeli hakkında güçlü kanıtlar sunmaktadır. Çalışmanın bulguları, duygusal yeme ile mücadele edenler için yeni ve etkili bir yaklaşımın önünü açıyor.
Özetle
İştah farkındalığı eğitimi ve sağlıklı yaşam tarzı stratejilerini birleştiren 12 haftalık bir online çalışmanın, duygusal yeme bozukluğu olan bireyler için uygulanabilir ve kabul edilebilir olduğu bulundu. Katılımcılar duygusal yemede önemli azalmalar gösterdi ve %63'ü müdahaleden 2 ay sonra kilosunu sabitledi.
Kaynak: Eating Behaviors (Nisan 2025)