Akut Stres Otofajiyi Artırıyor

Dr. Mustafa ÜYE
Strese göre otofaji

Otofaji kavramını aralıklı açlık ya da Ramazan orucuna aşina olan pek çok kişi bilir ve hücresel iç bileşenleri parçalama ve geri dönüştürme süreci anlamına gelir. Artık sinir bilimde de ciddi ilgi görmeye başladı. Akut stresin, sinirsel otofajiyi artırdığı tespit edildi.

ABD'de yapılan yeni bir araştırma, akut (kısa süreli) ve kronik (uzun süreli) stresin beynin işleyişini nasıl değiştirdiğini ortaya koydu. Araştırma, stresin beynimizdeki sinir bağlantılarını ve iletişimini nasıl etkilediğini inceledi.

New York Üniversitesi’nden araştırmacılar, fareler üzerinde yaptıkları deneylerle stres türlerinin sinir hücreleri arasındaki bağlantılara etkisini ölçtü. Araştırmacılar, stresli durumlara maruz kalan farelerin beynindeki elektriksel aktiviteyi ve bağlantı yoğunluğunu analiz etti.

Akut Stresin Etkileri Neler?

Kısa süreli stres durumlarında beyindeki sinir bağlantıları geçici olarak artıyor. Bu, beyindeki iletişimin kısa vadede güçlenmesini sağlıyor ancak sürekli stres durumunda zararlı etkiler doğurabiliyor.

Kronik Stresin Beyne Zararı Nedir?

Uzun süreli stres ise tam tersine sinir hücreleri arasındaki bağlantıyı azaltıyor ve beynin bilgi işleme kapasitesini düşürüyor. Bu durum depresyon, kaygı bozuklukları ve bilişsel fonksiyonların azalması gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

Bu Makaleden Neler Öğrendik?

Akut stres, bu sistemi AMPK yoluyla aktive ederken; kronik stres mTOR aktivasyonu yoluyla kapatır.

Araştırma, kısa süreli stresin beyni geçici olarak uyardığını fakat uzun süreli stresin zararlı olduğunu gösterdi. Stresin süresi ve sıklığının beyin sağlığı açısından kritik öneme sahip olduğunu anladık.

Strese göre otofaji seviyesi

Bir görsel ile gösterelim, akut stres kaynakları nelerdir?

Sağlığı Destekleyen Akut Stres Kaynakları Neler Olabilir?

  1. Soğuk maruziyeti (Cold Exposure)
    – Buz banyosu, soğuk duş, soğuk hava yürüyüşü
    → Mitokondri aktivitesini artırır, dopamin yükseltir, iltihap düşürür.

  2. Isı stresi (Sauna, Sıcak Banyo)
    – Özellikle ısıya bağlı terleme
    → Heat shock proteinleriyle hücre tamirini destekler, kardiyovasküler sistemi güçlendirir.

  3. Oruç (İntermittent Fasting)
    – Kontrollü aralıklı oruç (16:8, Tek Öğün vs.)
    → Otofaji tetiklenir, hücre yenilenmesi ve insülin hassasiyeti artar.

  4. Yüksek yoğunluklu egzersiz (HIIT, sprint, ağırlık)
    – Kasları zorlayan kısa süreli egzersiz
    → Kas gelişimi, hormon dengesi ve mitokondri sağlığına faydalıdır.

  5. Hipoksi (Kısa süreli oksijen azlığı)
    – Nefes tutma egzersizleri, yükseklik maruziyeti

  6. Psikolojik mini stresörler (Zorlayıcı ama kısa bilişsel işler)
    – Satranç, hızlı problem çözme, yeni dil öğrenme gibi
    → Nöroplastisiteyi artırır, beyin esnekliğini destekler.

  7. Soğuk açlıkla birlikte yapılan yürüyüşler
    – Sabah aç karna, düşük sıcaklıkta tempolu yürüyüş
    → Yağ yakımı, kahverengi yağ aktivasyonu, metabolik stres → iyileşme.

  8. Toprakla temas / Çıplak ayak yürüyüş (Earthing + Mikro stres)
    – Hafif dikenli yüzeylerde yürümek gibi
    → Hafif fiziksel stres + elektriksel denge → bağışıklığı destekler.

Yani her zaman dediğim gibi, istediğimiz zaman sonlandırabileceğimiz stres bizim sağlığımızı iyileştirirken, bizden bağımsız stres kaynakları sağlığımızı kötüleştirmektedir.

Kaynak: Nature (9 Nisan 2025)

Bloga Dön

Yorumunuz ya da Sorunuz Nedir?

* Tüm sorular yanıtlanmaktadır.